-
1 léger
1 en poids hafif [ha'fif]2 faible hafif [ha'fif]3 diététique hafif [ha'fif]4 pas fort hafif [ha'fif]5 insouciant hafif [ha'fif]♦ prendre qqch à la légère bir şeyi hafife almak -
2 leʒɛʀ
1 en poids hafif [ha'fif]2 faible hafif [ha'fif]3 diététique hafif [ha'fif]4 pas fort hafif [ha'fif]5 insouciant hafif [ha'fif]♦ prendre qqch à la légère bir şeyi hafife almak -
3 frugale
-
4 peu
1 az [az]◊2 peu à peu yavaş yavaş3 az miktar4 petit nombre az insan◊Peu le savent. — Bunu az insan bilir.
a biraz ['biɾaz]b hafif [ha'fif]◊Il pleut un petit peu. — Hafif yağmur yağıyor.
6 à peu près aşağı yukarı7 de peu az farkla8 depuis peu az süre önce
См. также в других словарях:
ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
patlıcan böreği — is. Hafif pişirilmiş ve boylamasına iki veya üçe bölünmüş maydanoz, domates, yumurta ve kıyma karışımının eklenmesi ve fırında pişirilmesiyle yapılan bir yemek türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun — is., kim. 1) Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb) 2) sf. Bu elementten yapılmış Kurşun boru. 3) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli… … Çağatay Osmanlı Sözlük